İnsan
iki yüz arasında yaşıyor. Bizler yani insanoğlu sadece bu iki yüzü tanıyoruz,
her daim görüyoruz.
Ve
ben. Doğduğumda, ilk kez bu iki yüz (gökyüzü-yeryüzü) arasında annem ve babamla
yüz yüze geldim.
Dünya
denilen yerkürenin bu yüzü olan YER YÜZÜ ile atmosferin, göğün dünyaya bakan
yüzü olan GÖK YÜZÜ arasına ilk ayak basmam da, iki KANAT’lı bir kuştum. Belki
de Jonathan Livingston’ın Martı’sı gibi bir martı kuşu. İki kanadım vardı o
zamanlar. Yaradan beni kollasın, gözetlesin, elimden tutsun diye iki kanat
vermişti bana, annemi ve babamı.
6
Şubat 2017’de babam olan kanadımı kaybettim. O kanat ki tek uçurduğu ben
değildim. Ben hariç 3 çocuğunu daha uçuruyordu, uçurdu. Kendisi babasız
büyümüştü, bu yüzden kardeşleri ile birbirlerine KOL-KANAT olmuşlardı ve evin
büyük kardeşleri olarak okuma fırsatı olmamıştı. Asker ocağında öğrendiği
okuma-yazma ve araba kullanma (sürücülük, şöförlük) yetileri ile bir ömür bize
helal lokma yedirdi. Çok zor kazandı, kendi deyimi ile tır şöförlüğü yaparak
rızkımızı Bağdat’tan Basra’dan getirdi. Her evladın hakkıdır helal lokma. Benim
babam, bu vazifesini tam anlamıyla yaptı. Bu 6 Şubat’ta tam bir sene oldu
babamı kaybedeli.
Aslında
yazıyı o zaman yazmak istedim ama duygu durumum yazmama izin vermedi.
Ben
onun Guptuli kızı idim. Guptuli uydurukça bir kelime. Ne demek bilmem ama
sevgisini gösterdiğinde söylediği bir kelime olduğu için gül kızım, tatlı kızım
olduğunu zannediyorum. Çünkü en çok gül ve tatlı severdi, künefeye bayılırdı.
Bana Abdurrahim Karakoç'u, Necip Fazıl Kısakürek'i babam sevdirdi. Acem kızı türküsünü, beyaz giyme söz olur türküsünü bir söylerdi fasıla geçerdik. Neşet Ertaş hayranı idi.
Benden
başka bir oğlu iki kızı daha olan babam aslında benimde son çocuk olarak erkek
olacağımı ümit etmişti her Anadolu erkeğinde olduğu gibi. Ancak ben, evin en
küçüğü ve sanırım 70 te yaşasam evin en küçüğü olarak kalacak olan ben, oğlan
çocuk olması istenen ben, belki de bu yüzden sülalemin biraz sıra dışı
üyesiyim.
77
yaşında olan annem onun hala geliniydi. Gelin hanım der konuşurdu ve onu çok
kıskanırdı.
İnsan
kaç yaşına gelirse gelsin anne ve babanın yerini hiçbir şey tutmuyormuş. Kuşun
kanatları ona her daim gerekir. Kanadı kırık kuşlar bir hüzün ifade eder,
kanatsız kuşlar bu durumun daha katmerli halidir.
Kanatsız
ya da kanadı kırık kuşlar eskisi gibi özgür uçamaz, yeryüzüne ayak basmak
zorundadır artık, istediği zaman uçup gidemez, istediği kadar özgür değildir
artık. Yeryüzü, dünyanın çekim kuvveti senin ayaklarını yere öyle bir bağlar
ki, istesen de istemesen de özgürlüğün sembolü olan gökyüzünden yüzünü çevirip
yeryüzüne yönelirsin. Burada ise çok yüzlü olan insanlar ile uğraşmak zorunda kalırsın.
Babamın yıllar yıllar önce hatıra defterime yazdığı hatıra yazısında babamın bana öğütleri şunlar olmuş.
"Çok kıymetli kızım müzeyyen,
Sana benim tavsiyem ve önerim daima ahlaklı ve iyi insan olmaya çalış. İnsan zenginliği ile, güzelliği ile yiğitliği ile hatta ilmi ile ölçülmez. İnsan ahlakı ile ölçülür. Onun için ahlaklı bir insan olmaya çalış. Senin bizlere rahmet okutman kötü söyletmemen ahlakına bağlıdır. Bunun içindir ki senin ahlaklı olman senin, benim, cemiyetin hatta milletin yararınadır. Sözlerimi bitirirken milletine ve devletine faydalı bir insan olman dileği ile. ALLAH'a emanet ol.
Baban, 1987"
Baban, 1987"
Sende Allah'a emanet ol babacım. Hayatım boyunca senin söylediğin gibi biri olmaya çalıştım. Devletime ve milletime faydalı.
Benim
inancıma göre beden ölür, ruhlar asla ölmez. Bu yüzden O bedenen olmasa da
ruhsal olarak yine bizim yanımızda.
Mekanın
cennet olsun babacım.
Guptuli
kızın Müzeyyen
Müzeyyenname
Bir
akademisyenin kadrajı
Allah(cc) kendisinden razı olsun....
YanıtlaSil😢Allah nur içinde yatırsın. Ne mutlu ki sizin gibi pırlanta bir evlat yetiştirmiş. Allah ondan razı olsun🙏
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
YanıtlaSilBenim hayatımın mihenklerinden olan dedemdi. Öz dedemin ağabeyiydi ama bende, dede derdim. Dede dememin nedenine gelince, sanırım dedeme baba olmuş,arkadaş olmuş, ustası olmuş,yoldaşı olmuş kısaca herşeyi olmuş olmasındandır...
YanıtlaSilÇocukken reis-i cumhurumuz kimdir sorusuna heyecanla cevap vermek için can atardım. İşin ucunda ya harçlık ya da şekerleme tarzı ödül vardı, kaçırmak istemezdim bu ödülü. Ki bu yüzdendir ne zaman ziyaretine gitsem sorabileceğini düşündüğüm sorulara karşı hep hazırlıklı olma mücadelem. O zaman ki yaş seviyeme uygun tarihi, dini ve siyasi tarzdaki konulardan gelirdi hep ödüllü sorular :) Sanırım bu yüzdendir siyasete ve tarihe ilgi duymam. Kendimle yüzleşmek gerekirse, insan olmamda (henüz olabilmiş isek ne âlâ) yani bugün ki ben olabilmem de büyük emeği ve etkisi olan insanlardan biriydi. Allah cennetine kabul ettiği kullarından eylesin.